13 yaşındaki Fidan’ın annesi Serap ölümcül bir hastalığa yakalanmış, günlerini hastanelerde geçirmektedir. Kamyon şoförlüğü yapan babası Emir, eşinin hastalığını kabullenememekte ve gittikçe kendi kabuğuna çekilmektedir. Son derece zeki olan Fidan, il genelinde yapılan Anadolu ve Fen Liseleri deneme sınavlarında birinci olur. İleride, doktor olarak annesi gibi çaresiz hastalıklara yakalananları iyileştirmeyi hayal ettiğinden, iyi bir okulda eğitim alması gerektiğinin farkındadır. Matematik öğretmeni ve yengesi Nesrin`in desteğiyle sınava giren Fidan, İstanbul`daki en iyi liseyi yüksek bir puanla kazanır ama ne yazık ki o daha müjdeyi veremeden annesi vefat eder. Fidan`ın erkek kardeşi Ali, ölümün ne anlama geldiğini kavrayabilecek yaşta bile değildir. Babası Emir ise, karısının ölümünden sonra iyiden iyiye bir kayboluş içine sürüklenir ve ailesine karşı sorumluluk duygusunu kaybeder. Yüce gönüllü Anadolu kadınlarına özgü fedakarlık duygusuyla, babası ve erkek kardeşinden uzaklaşmanın zor olacağını düşünen Fidan, sınavı kazandığını ona kol kanat geren yengesi ve babaannesi dahil herkesten gizler ama okula kayıt için artık son gün yaklaşmıştır. Yol ayrımına sürüklenen Fidan, annesinin onun için hayallerini kurduğu ve ona parlak bir geleceğin kapılarını açacak okula gitmeli midir? Dünyanın en güçlü kadınlarının yaşadığı, her şeye rağmen mucizelerin gerçekleşebildiği bu topraklarda, bugün gölgesinde oturduğumuz milyonlarca ağacın fidanlarından sadece birinin hikayesidir bu...